Her hafta mümkün mertebe yazmaya çalışıyorum. Bazen anlık bazen yılların konularını değerlendiriyoruz. Dostlarımız ne gerek var yazmaya diyor yazsan da yazmasan da Nevşehir’de değişen bir şey olmuyor. Ata binen Üsküdara geçiyor diyorlar.
Yazar Ne diyor ! Okumaktan kesilmek birazda ölmektir. Evet, benim için de yazmamak birazda ölmektir.
Yorgan giderse kavgada biter deniyor. Kavgası, mücadelesi olanlar yazar. Mücadele edenler yenilgiyi hazmedemeyip, galibiyete zafere ulaşmak isteyenler yazar. Her bir yazımız bir duruş, bir sebat muştusu bir diklenmedir.
Her yazı bizim için bir taahhüttür. Hakikati dillendirme cesaretimiz bazen de dua hükmüne geçer. Yazılarımızla insanların içten içe dualarına vesile olduğumuzu da biliyoruz.
Yazılarda fikirler ifade edilir. Kelimeler özenle seçilir. Yorumlar, mesajlar, mailler ve dahası anlık yazılan yazılar.
Bazen çok düşünerek yazarız, bazen düşünmeden yazarız, bazen sıkılarak yazarız, bazen sıkılmadan yazarız. Aslında yazıya değer veren kompoze etmek kompozisyon haline getirmek hatta emek sarfetmektir.
Yazarken anlaşılırsınız insanlar arkanızdan gelir. Anlaşılmaz insanları kızdırırsanız arkanızdan vurulursunuz. Yazmak bazen çok sevilmek, hayata bağlanmaktır. Yazmak bazen de birazda ölmektir.
Bir çok siyasi partiye bir çok konuda yazıyoruz. Ağzı olan konuşuyor. Yok ısmarlama habermiş, yok para vermemiş yok para vermiş dediğiniz gibi veya değil siz konuşmaya da devam edin bende yazmaya devam ediyorum. Ben rahatsızlık duymuyorum. ERİK YEMEDİM Kİ DİŞİM KAMAŞSIN ! Neyse konumuza gelelim !
Kimin hakkında yazı yazdıysak yada haber yaptıysak… Hemen yorumlarla saldırı cihetine geçiveriyorlar… Hem de ne saldırı…
* En başta bazı yönetici konumunda olanlar başlıyor kesmeye, doğramaya…
-Akıllı olun demeler…
-Herkes aklını başına alsın söylemler…
Falan filan…
* Yav kardeşim…
Aynı geminin içinde basın ile birlikte yol alan sizler: Ya bu gemiden ineceksiniz ya da birlikte yol alacaksınız…
-Basına satılık kalemler derseniz…
-Onlar da size tam tersini söyler…
-Kahvaltıya veya İftara çağırdığınız gazetecilere “sen gazetecimisin?” diye söylenirseniz…
-Onlar da bir daha sizin kahvaltınıza veya iftarınıza gelmez , parti kapınızın önünden dahi geçmezler…
* Siz bu şehirde hele birde iktidar olsanız demek ki, hakkınızda yazılanlara, çizilenlere tahammül göstermeyeceksiniz…
* Tamam, da güzel kardeşim…
Sizler için: -Eleştirilmeyeceksiniz diye bir yasa mı çıktı?
-Muhalefet Partilerde siyaset yapan siyasilere dokunulmaz, haklarında haber yapılmaz diye bir kanun mu çıktı? Söyleyin de bilelim…
* -Siz bu kafayla gittiğiniz müddetçe…
-Sevgi tohumları ekmediğiniz sürece…
-Alçak gönüllü olmayıp, efelik, kabadayılık tasladığınız müddetçe…
-Daha çok bu şehirde iktidar olmayı beklersiniz…
Kendi işinizde gelip olayları anlatanlar şimdi aklı sıra yer kapmaca oynadığı için bizi tu kaka yapmışlar. Siz değimliydiniz Parti içinde olayları sağda solda anlatan bu partiden bir halt olmaz diyenler.
Bir gün başka bir gün başka olmayın yoksa her geçen gün sevilmemeye doğru yelken açarsınız… Benden söylemesi…
Kulun Rabbine yakın olduğu gecelerin en önemlisi Kadir Gecesidir ! Kendisine dua edenleri geri çevirmeyen, günahları bağışlayan, her şeyi bilen, gören ve duyan Yüce Allah tüm dualarımızı kabul etsin. Tüm herkesin Kadir gecesi mübarek olsun.